Medeniyetin Sacayağında At ve Köpek

Her coğrafyada başka bir havyan öne çıkar ve insanlığa katkı sunar. Kiminde deve, kiminde koyun, kiminde inek, kiminde tavuk, kiminde balık, kiminde de havyan yerine bitki vardır. Ama ileri gidenlerin hepsinde mutlaka köpek ve/veya at vardır.

Konumuz at ve en önemli varlığımız at derken, insanlara adeta eklemlenmiş olan köpeğin yerini zayıflatmak mümkün değil. Atın köpek kadar zeki, sadık ve akıllı olmadığı bir gerçektir. Yine atın fiziksel ve mental özellikleri nedeniyle insan yaşamına entegre olmasındaki güçlükler, onun önemini ve gerekliliğini zayıflatmamalı.

Hak ettiği değeri ve gereken önemi vermek adına yapılabilecek çok şey var elbette. Ama at ağır bir sorumluluktur ve herkes bunu üstlenemeyebilir. Fakat bu da bir bahane değil. İşe, ‘faytonlar kaldırılsın, atlar arabalara koşulmasın’ kolaycılığından sıyrılmakla başlayalım.

Faytondan çıkartılan atlar, yarış hayatı biten atlar hangi koşullarda kimler tarafından bakılacak? Bunlara ilişkin bir projesi olan var mı? Atları faytona koşmayalım diyenler, kendi karnını doyuramayan faytoncunun bu atlara ev hayvanı gibi bakacağını mı sanıyor? Bir heves köpek eniği alıp da 3-5 ayda bıkan, çoluk çocuğunu eğlendirip sonra da hayvanı sokağa atan bir toplumda, belediyelerin bile baş edemediği sahipsiz hayvanlar arasında atlar da mı olacak? Yoksa bu atlar kimsenin dile getirmek istemediği bir son mu yaşıyor?

At mutluysa insan da mutlu demektir. Unutmayalım ki atların mutluluğu bulaşıcıdır.

İlker Altun

ilker@aysberg.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir