At Güzellik Yarışması, 11 Mayıs 2018
Güzellik yarışması günü güzellerle eyerleme yerinde buluşuyorum. Seyisleri heyecanlı olduğunu, yarışa çıkacaklarını sandıklarını söylüyor.
Hepsiyle teker teker konuşuyorum. “Her zamankinden farklı özenerek hazırlandınız, işin estetiğine bakıyoruz, hız, sürat yok. Bakın sizi ne güzel süsledik, boyunlarınızda şık aksesuarlarınız var” diyorum. İsmi ‘Trakyalı’ olan atla “sen Arapsın nasıl Trakyalı olasın” diye şakalaşıyorum.
Hepsi de ayrı bir güzellik. Zafirkaya, Kavintay, Orion, Kır Bilginur, Renginim, Haliç, Trakyalı, Çernobilhan, Briger, Arkın.
Padoğa müzik eşliğinde sırasıyla çağırıyorum. Normal hayatlarında padoğa girdiklerinde tam tur atıyorlar. Eyerlenmiş oluyorlar. Şimdiyse çıplaklar ve daha önce hiç deneyimlemedikleri bir kolyeleri ve başlıkları var. Süslenmişler.
Her zaman tam tur gezdiren seyislerden, jürinin önünden geçer geçmez dönmelerini ve tekrar jüri masasının önüne gelerek durmalarını istiyoruz. Bazılarını durdurabilene aşk olsun. Yarış atlarının enerjisi biraz yüksek. Seyislerini zorlayanlar oluyor. Bu kadar izleyiciye de alışkın değiller. Seyircilerden alkış yapmalarını istemiyoruz. Güzelleri ürkütecek konuları elimine ediyoruz. Jüri masasının önünde profilden ve önden poz veriyorlar. Alkışı ellerimizi havada sallayarak, işitme engellilerin dilindeki gibi yapıyoruz. Tay Eğitim merkezinin atları Orion ve Renginim’i kadın eğitmenler getiriyor. Hiç zorlanmadan, sadece yanlarında yürüyerek. Bu rahatlık dikkatimizden kaçmıyor ve atlar için de ‘eğitim şart’ dedirtiyor.
Jürinin işi zor. Finale kalan on güzel arasından ilk üçü belirlemek kolay değil. Jürimiz yıllarını atlarla geçirmiş olan kişiler. At yetiştiricisi, aileden atçı Asuman Dizdar, İstanbul Atlı Spor Kulübü’nden dresajcı Emel Kaymaz Kamber, Türkiye atçılığına büyük katkılarıyla tanınan Selman Taşbek, veteriner, antrenör, amatör jokey, at yetiştiricisi, hayatı atlarla geçen Duygu Fatura ve kırk dört yıl at koşturmuş ‘imparator’ lakaplı jokey Süleyman Akdı… Jürinin birbirlerinden bağımsız yaptığı değerlendirmeler sonunda her kağıtta birinci ve ikinci olan atların isimleri aynı. Birinci Haliç, ikinci Trakyalı, üçüncü ise eşit olarak Kavintay ve Kır Bilginur olduğu için iki atımız üçüncülüğü paylaşıyor. Yarışmaya katılan her atımıza hediyeler, antrenörüne eldiven, ilk üç atımıza ayrıca blanket veriyoruz. Birinci seçilen Haliç’in antrenörü ayrıca Side Ramada Oteli’nde tatil yapacak…
Güzellik yarışmasında bir amacımız da şudur: Artık atların hayatımızda yer almadığı, çocukların at görmeden büyüdükleri günümüzde, bu farklı etkinlik vasıtasıyla atları bir kez daha gündeme getirmek. 100 yıl öncesine gidelim. Atsız bir hayat düşünülebilir miydi? Atlar olmadan ulaşım, tarım, taşımacılık ve hatta savaş yapmak mümkün değildi. Altı senedir kurumsal firmaların çalışanlarına atlarla ekip olma, sezgisel liderlik eğitimleri veriyorum. Katılımcıların yüzde yetmişinin dedesinin atı, hikayesi var ancak kendileri çoğu kez hiç ata dokunmamış kişiler. Zamanla bu dede hikayeleri de kalmayacak. Bugün bize düşen çocukları at sevgisinden mahrum etmemek. Çocukları atlarla tanıştırmak. Almanya’da şehir okullarında yapılan bir araştırmada ‘inek ne renktir’ sorusuna çocukların yüzde 70’i ‘mor’ yanıtını vermiş. Yıllardır TV’de izledikleri Milka çikolata reklamlarının etkisi… Çocuklarımızı doğa ve hayvanlara yakın yetiştirmek biz yetişkinlerin görevi.
Bizler imkansızlıktan yakınmayı severiz ancak çevremizdeki kaynaklardan haberimiz yoktur. Baktığınız zaman Türkiye’nin her ilinde bir at çiftliği var. Dokuz şehirde hipodrom var ve TJK çocukları atlarla buluşturmak için ücretsiz bindirme dersleri veriyor. Özel çocuklar için uzman eşliğinde programları var. İmkanlarım yok demek yerine çevremizdeki kaynaklara bakmamız yeterli.
At sevgisi ve enerjisiyle dolu günlerimiz olsun.
İlginay Göbüt