Ulusal / Local

At Eşek ve Katır Sayısında Büyük Düşüş!

TÜİK verilerine göre son 10 yılda at sayısı yüzde 36,5, eşek sayısı yüzde 48,3, katır sayısı yüzde 44,8 azaldı. Akıllara farklı sorular getiren bu düşüşün sebebi ya da sebepleri ne olabilir?

Artan nüfusla doğru orantılı olarak yükselen kırmızı et tüketim talebine karşın Türkiye’nin kırmızı et üretimi azalırken TÜİK’in sunduğu at, eşek ve katır popülasyonuna yönelik veriler bizlere düşünmek istemeyeceğimiz bir sonucu mu işaret ediyor? Yoksa esas sebep başka mı?

Bölgesel ve coğrafi koşullara göre ihtiyaçlarda farklılıklar olsa da taşıma, ulaşım ve tarım faaliyetlerinde kullanılmak üzere eskiden Anadolu’nun bazı köylerinde neredeyse her hane başına bir eşek, katır veya at düştüğünü söyleyebiliriz. Ancak köyden kentlere doğru oluşan göç sonucunda köylerdeki nüfusun ve hane sayısının azalması sonucunda hayvan sayısında bir düşüş yaşanmış olması kaçınılmaz. Ayrıca ağırlıklı olarak gençlerin köyleri bırakıp şehirlere yerleşmesinden dolayı köylerdeki ortalama nüfus yaşının yükselmesi sonucunda bu evcil hayvanların bakımlarındaki zorlukların yaşlılar tarafından karşılanamaması gibi nedenlerden dolayı ailelerin bu hayvanları sahiplenmekten kaçınması bir başka neden olarak gösterilebilir.

Yazımızın başında da kısaca değindiğimiz yüksek kırmızı et tüketim talebine karşın düşük üretim miktarıyla ilgili durumun da yüksek et fiyatlarına yol açmasıyla ortaya çıkan fırsatçılar ve denetimlerdeki zorluklarla birlikte meydana gelen çeşitli aksaklıklar sebebiyle zaman zaman tek tırnaklı hayvanların etlerinin piyasaya sürüldüğüne medyaya yansıyan haberlerde maalesef rastlıyoruz. İstenmeyen bu durumun da at, eşek ve katır sayısının azalmasında belli bir miktar rol oynadığı yadsınamayacak bir gerçek.

Sayıdaki azalmanın yan sebeplerinden birisi de doğada serbest olarak bulunan at ve eşek gibi hayvanların ekolojik faktörler, çevresel kirlilik ve çarpık kentleşme gibi doğal hayatı etkileyen değişimler karşısında çaresiz kalmaları olabilir. Hatta hayvanlara kötü davranan, onlara eziyet eden, öldüren çarpık zihniyete sahip kişilerin de bu sayının azalmasına etkileri olabilir.

Ancak saydığımız tüm sebeplerin dışında yaptığımız değerlendirmelere göre ana sebep bizi başka bir sonuca götürüyor. Teknolojik gelişmeler sonucunda ulaşımda ve tarımda kullanılan hayvanların payının giderek azalmasını dolayısıyla insanlar tarafından besleme amacının ortadan kalkmasını gösterebiliriz. Yani tarımla uğraşan kesim ve köylüler bu hayvanlardan sağladıkları esas faydayı; tarımda traktör, ulaşımda ise otomobil, motosiklet ve benzeri teknolojik araçlardan almaya başladıktan sonra binlerce yıllık vefalı dostlarını terk ederek, bir anlamda onları kaderleriyle baş başa bırakarak bu sonucun ortaya çıkmasını büyük ölçüde sağlamışlardır.

TÜİK’in konuya ilişkin yayınladığı veri tablosunda da göreceğiniz üzere hayvan sayılarında son 10 yılda belirgin bir düşüş var ama bu düşüş trendi TÜİK’in verilerine göre son senelerdeki kadar hızlı olmasa bile 1991 yılından günümüze kadar uzanan süreçte hep azalma yönünde devam ediyor. Çünkü ilerleyen yıllar içerisinde köyden kente göçte de hep artış eğilimi olmuş durumda. Gelişen teknoloji ve şartların değişmesiyle birlikte hayvansal güçten makine gücüne geçişi inkar etmek de zaten imkansız. Bu da yukarıda ileri sürdüğümüz ana sebep tezimizi doğrular nitelikte bir veri.

Sebep her ne olursa olsun ülkemizde at, eşek ve katır gibi binlerce yıllık kadim evcil geçmişi bulunan hayvanları nesli tükenmekte olan hayvanlar listesinde görmek istemediğimiz açık. Bu sebeple konuyla ilgili tüm kesimleri düşünmeye ve tedbir almaya çağırıyoruz.